31 Mayıs 2010 Pazartesi

Dodgers -Beyzbol Maçı

Evet,Beyzbol kadar amerikan ne olabilir ki? Elimde bir sosisliyle bende yerimi alsam oturup tezahurat yapsam çok mu?

Dodgers Los Angeles'ın takımı ve temmuzun son haftası New York Mets ile karşılaşıcak.Haftaiçi akşam 7de haftasonu 1de maçlar.Plan programımın taslağını bir an önce oturup ne güne bilet alacağıma karar versem iyi olur,çünkü biletlerin bitmesi an meselesi!
Fiyatalrın 7 dolardan 900 dolara kadar çıktığını tahmin edebilirmiydiniz?
http://www.coasttocoasttickets.com/buy/dodgers_tickets.htm#201007

*Biletimi edindim bile.24 Temmuz Saat 13:10 da Dodgers Vs Mets.Maalesef 44 dolar.Görüşmek üzere!

30 Mayıs 2010 Pazar

Time-10 Things to do in Los Angeles

Time'ın Los Angelesta gidilmesi gereken 10 yer saptamasını çok samimi buldum.Tamam,hollywood bulvarına gidin,kodak tiyatrosunu ziyaret edin falan ama,eğer bu 10u yapmamışsanız Los Angeles'ı görmüş anlamış sayılmazsınız diyor.

1-Huntington Library: Hamletin orjinal el yazmalarının 2 bölümü burada sergileniyormuş ama asıl numarası botanik bahçelermiş.Yani kütüphane bahane...
2-Getty Museum:Burdada sanat bahane edilmiş.Olayı eşsiz olduğu söylenen mimarisiymiş.Defalarca tavsiye edildi,artık gitmemek olmaz
3-Sushi Restaurantları! Daha önceki postlarımdan birinde bahsettiğim Katsuyayı da içeren 4 öneri
4-Runyon Canyon: Yürüyüşe çıkmak için idealmiş.Ama havalı yürüyüşlere...Birde şu The hills denen gerizekalı dizisinin konu edildiği mekanmış.İşte o Hills bu Hills diyor,al yürü şimdi...
5-Robertson Boulevard: En son görmek istediğin kişi kim diye sorsalar Paris Hilton diye cevap verirdim.Ama Time diyor ki;sen bizi dinle git.Tüm o salak ünlülere ve aşırı pahalı kötü restoranlara rağmen bir deneyimle bir gör tabloidlerin Peopleların US Weeklylerin fotoğrafları nerelerden doğuyor.Dolayısıyla bu beni uzun süre direndiğim Ivy'e yönlendiriyor.Ivy bu bölgenin ünlü populasyonu en yuksek restaurantı fakat sonuçta gelen hesap buna değiyor mu bu konu çok tartışmalı.Başka bir postumda Ivy'i ele alacağım.
6-Malibu Beach: Tam los angelesı anlatıyuor diye tanımlıyor burayı Time.Ateşli anneler,sörfçü erkekler ve Pamela Anderson! Malibu arabayla sadece 45 dakika uzaklıkta şehirden.
7-Olvera Street: Şehir merkezi yani downtown.Walt Disney Concert Hallun ilginç yapısını kaçırmamak gerekiyormuş,belki yakalarsam bir konser bile izleyebilirim(Miley Cyrus yada Jonas Brothers dışında) Birde yeni bir kilise yapılmış...Evet bir kilise ziyareti eklemek fena olmaz listeme.
8-Warner Brothers Studio Tour:
Universal'in ucuz turist tuzağı turundan ziyade,Warner Brothersın işleyen studyosunu ziyarete gidilmesini öneriyor ve aklımada yatıyor.
9-The Dresden Room: İki tek atmalık bir barmış ve filmlerede konu olmuş.Güzel bir öneri
10-Third Street Promenade:Lüks bir açık hava alışveriş merkezi
Bonus:
İşte tamda planladığım şey: Scientology Kilisesi,Celebrity Center
Bu ucubeliği hep çok merak ettim ve şimdi yakından bakıp gülmek hakkım!

http://www.time.com/time/travel/cityguide/article/0,31489,1844490_1844431_1844091,00.html
Bu linkten daha yakından inceleyebilirsiniz listeyi.
24 saat için yapılmış bir plan bu ve ilk günümde çizmeyi düşündüğüm rotamı belirlemede oldukça yararlı olacağa benziyor.

25 Mayıs 2010 Salı

Samuel French Inc. the House of Plays and Musical Plays


Oyun,muzikal,film senaryoları ve alakalı rehber kitapların cennetiymiş bu kitapçı.West Hollywooddan 15 dakika yürüyüş mesafesinde.Los angeles ve new york çevresinde şubeleri var.Brodway'e düşen yeni oyunların ilk basımları buraya ulaşıyor öncelikle.Güzel bir durak,sanırım bavula binecek yüklerin buyuk sorumlularından biri olacak.

Santa Barbara vs Palm Springs

Santa Barbara los angeles'a iki saat uzaklıkta bir sahil bölgesi.Eski hollywood takımının en gözde tatil yeriymiş zamanında.
Benim ilgimi çeken oraya müthiş okyanus manzarasını izleyerek trenle ulaşma olanağı oldu.Gidiş dönüş 50 dolara mal olucak bir yolculuk,çokta ayılıp bayılmadığım deniz kum güneşi daha victorian bir atmosferde tadarak 1 gece geçirmekte aklıma yatan bir plan oldu.Tabii tatil planım uzadıkça uzuyor.Biraz Los Angeles'ın dışına açıliyim dediğimde çöller,safariler,japon bahçeleri ve sahil kasabalarıyla aklım çelindikçe çeliniyor.
 Herşeyin kurgu olduğu ve kusursuz görünmeye çalışığı tatil beldeleri pekte ilgi  çekici gelmiyor bana.Bu yüzden Santa Barbaranın eski ve klasik mimarisi çok hoşuma gitti.Santa barbarada sözü edilen ve beğenilen oldukça pahalı bir safari olayı var ama bi kaç geyik birazda kuştan ibaretmiş durum,sanmıyorumki 600 dolar çıkarıp harcamaya değsin.Santa Barbarada bir Bed and Breakfast oteli gözüme kestirdim:
130 dolar civarı.Merkeze yakın ama diğer pek çok otelde olan okyanus manzarası burda yok.,
Birde daha şahanesini buldum The Cheshire Cat Inn,Alice in Wonderland temalı bir Bed and Breakfast oteli.Onun en ucuz odası 179 dolar.Bed and breakfast bir nevi butik otel bir nevi guzel pansiyonlar demek oluyor.
Santa Barbarayı bir durak olarak kullanıp konaklamadan direk San Franciscoya doğru devam etmem muhtemel.Bunu başka bir postta iyice irdelemek lazım.
Ye beni

Gelelim Palm Springse,2 gün arayla yapılan tren seferleri nedeniyle bu bölge benim için biraz sıkıntılı.Shuttlelar ise çok pahalı.Çünkü Palm Springs baştan ayağa pahalı ve populer bir bölge,özellikle hollywood starları tarafından çok tercih edilmesi nedeniyle.Fakat pek çok ortalama fiyatlı ve güzel otel bulmakta mümkün.Palm Springsi önce 'bizim bodrum antalya'gibi düşünüp küçümsesemde bir noktada beni kalbimden vurdu.Palm Springs bir çöl ve çölün ortasındaki muhteşem havuzlu fantastik otelleri her ne kadar ancak Donald Trump'ın metresi olursam kalmayı başarabileceğim yerler gibi görünsede aklımı başımdan aldı.Çölde serap fantazisi mi desek buna...
Tabii No country for old men'e bağlayıp pekte Javier Bardem kadar hot mama olmayan biri tarafından ıssız çölde yamultulmak tehlikeside var.Bende doğrusu pek kovboy ruhlu sayılmam.Gözüme kestirdiğim makul bir butik otel,99 dolar ve trip advsiordan şahane yorumlar http://oldranchinn.com/rateinfo.html Best Western Las Brisas da 60 dolarlık fiyatıyla aklımızda bulunsun.
Palm Spring'e otobusle ulaşım için bazı ipuçları içeren bir link: http://www.ehow.com/how_5153356_la-palm-springs-wo-car.html  50 dolar civarında bir masrafı var fakat böylece aynı gün içinde git-gel yapmakda mümkün.
İşte Palm Springs ve Santa Barbara,bu iki bölge birbirlerine zıt rotalarda los angelesı ortalarına alan ve tatil bölgeleri klasmanında listemde başı çeken adaylar.Ama zaman ve bütçe kısıtlı.Ya beni biraz daha heyecanlandırmaları yada indirim yapmaları lazım=)

23 Mayıs 2010 Pazar

La Brea Tar Pits / Page Museum

Mammoth arkadaş

İşte burayı kesinlikle kaçırmak istemiyorum!
Los Angelesta korkuyla göğüslemeye hazırlandığım tüm o turistik ve ucuz tuzakların arasından istediğim parçaları ayırt edebilmek çekip çıkarabilmek zor ve yorucu bir iş.Neyseki La Brea Tar Pits listede hemen bir adım öne çıkan bir bölge.Şöyle bir kısa bilgi :
'La Trea Bar bölgesi dünyanın en önemli paleontolojik kazı alanlarından biridir. Burada yaklaşık 40.000 yıllık bitki ve hayvan fosilleri bulunmaktadır ve de hala çoğu gün ışığına çıkartılamamıştır. Burada arkeologları paleontolojik kazı yaparken görebilirsiniz. Çıkan fosiller George C. Page Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu müzede saber-tooth kaplanı ( dişlerine dikkat ) ve kocaman kurt fosilleri vardır.'
Şahane.
Tamam,doğrusu o fosiller arasında gözlerim ve ellerim google da dinazorları da aramadı değil.Halada arkeologların en azından ben oradayken azıcık ucundan bi dinazor parçası keşfetmelerini umut ediyorum içten içe.
Fakat sonuç olarak,kalkıp dünyanın bir ucuna gitmişken zırtapoz sokak animasyonlarıyla vakit kaybetmektense ömrü hayatımda göreceğim ilk buz devri kalıntılarını ziyaret etmek sizede daha mantıklı gelmiyor mu?
9 buçuktan 5e kadar açık.Ayın ilk perşembesi bedava,bunun haricinde $7.Wilshire caddesi üzerinde yürüyüş 40 dakika,toplu taşımayla 20 dakika civarıymış.
Yeterince flesh gördük,şimdi Let's see some bone!

20 Mayıs 2010 Perşembe

The Griddle Cafe

Yumm
Griddle Cafe tam anlamıyla 'amerikanvari' bir deneyime benziyor.'Over-sized' olarak tanımladıkları ve kimsenin bitiremediğini itiraf ettikleri pancakeleri ve french toastlarıyla gidenin bayıldığı ayıldığı bir cafe.Kahvaltı konusunda ustalaşmışlar ve herkesin ilk tercihi buraya kahvaltıya gitmekmiş. Aldıkları yorumlar kusursuz.Herkesi memnun etmek neredeyse imkansızken Griddle cafe resmen bunu başarmış gibi gözüküyor.Tabaklardaki estetik yada ünlü populasyonunu solda sıfır bırakan bir lezzet kalitesi varmış.Bir yorumda 'Yan masadaki Anne Hathaway yerine tabağımızdakileri çekmeyi tercih ettik' yazıyor.
Yumurtalı öğünleri de French Toast yada Pancakeleri adar övgü almış.Sizde alın menusune göz atın,dünyanın bir ucundaki pancakeler için burdan yalanalım:
Cafe'nin görüntüsü gayet sıradan.Fiyatları ortalama.10 dolara çıkmak ve tıka basa doymak mümkün.Fakat sorun şu ki,insan gittiğinde pek çok şey denemek ister.Bu konudaki tesellim ise Sunset bulvarı üzerinde,evime 20 dakika mesafede oluşu.
Obeziteme obezite katarak ordan dönmekten korkmaya başladım!

The Museum of Tolerance

The Museum of  Tolerance renk,ırktan cinsiyet ayrımına dek her türlü ayrımcılığın hafizasını tutmak ve karşı durmak için kurulmuş.Holocaust ve mağdurlarının hikayelerine büyük yer ayrılmış müzede.
Bu tamda beni bu müzeye gidip gitmeme konusunda tereddüte düşüren şey oldu.Alman kafelerinin o dönemki haliyle canlandırmaları,döneme ait videolar...Amerikalılar bunuda mı satıyor yuh dememe sebep oldu ilk bakışta.Biraz daha araştırınca anladımki kurumun kurucusu,artık hayatta olmayan Simon Wiesenthal ozamanın ukraynası şimdinin avusturyasındaki kamplardan kurtulabilmeyi başarmış bir yahudi ve hayatının geri kalanını nazileri yakalayıp adalete teslim etmeye adamış bir nazi avcısıymış.
Dolayısıyla Museum of Tolerance'ın bir tacirin elinden değilde tolerans görememiş bir kurbanın elinden çıkmış olması beni buraya ve niyetine inandırdı.Interaktif bir muzeymiş ki bu iyi mi yoksa yorucu mu ilerde göreceğim.Müzenin girişinde herkese ayrı bir pasaport verıyolarmış ve o kamplara düşmüş bir yahudinin pasaportu oluyormuş.Daha sonra muzenin çeşitli bolumlerinde o ve ailesini hangi noktadan nerelere geldiğini holocaust boyunca neler yaşadığını takip ediyormuşsunuz videolar aracılığıyla.Müzenin çıkışında ise onun ve ailesinin sonunun ne olduğunu öğreniyormuşsunuz.
Sanki Ameriklıların kafasına bazı şeyler zar zor girebilsin ve dikkatleri yoğunlaşabilsin diye böyle heyecan ve tansiyon yaratmalı dramatik bir kurgu oluşturulmuş gibi geldi bana.
Okuduğum yorumlar çok etkileyici olduğu yönünde ve bende en büyük arzuları arasında Auswitzi ziyaret etmek olan biri olarak elbette bu müzede neyle karşılaşacağımı çok merak ediyorum.
Giriş 15 dolar.Cumartesi kapalı.10 ile 5 arası açık.Yol üstü sayılmaz,toplu taşımayla yaklaşık 1 saat.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Silver Spoon ve Formosa Cafe

İkiside hollywoodda ve hollywood tarihinde önemli yer oynamış tam anlamıyla amerikan 'köşe başı kafe barları' .İkisini bir arada ele aldım çünkü fiyat ve ambiyanslarıyla 'casual' ama kaliteli mekanlar.Özellikle hakkında çok şey okuduğum ünlü Ivy cafe gibi ne oldum delisi yerlerin aksine hizmetiyle şanına yakıştıkları ve onu korumaya gayret gösterdikleri hala aldıkları birbirinden  iyi yorumlardan besbelli.
Birazda eski moda olmalı bu ikisi fakat eskimemiş klasiğe dönmüşler.Yeni açılan restaurantların yanında sönük kalmış gibi görünselerde hala her kesimin bir araya geldiği sıcak noktalar arasında yerlerini koruyabilmişler.İkiside Santa Monica üstünde ve konum olarak bana çok yakınlar.Sadece akşam yemeği değil  özellikle öğle yemeği için makul fiyatlı,ilginç ve hollywood nostaljisi kokan gündelik seçimler.
Farmosa söz konusu olduğunda lobster truffle mac 'n' cheese en tavsiye edilen yemek.20 dolar civarı bir hesapla burdan ayrılmak mümkün.

The Lieutenant of Inishmore

Kedisini yolda ezilmiş bulan bir adamın kara komedisi.
Amerika'nın en büyük tiyatro topluluklarından Center Theatre Group'un produksiyonu olan bu oyunun hem yazarı hem yönetmeni Tony ödüllerine aday gösterilmiş 1996da.Beni diğer yapımlar içinde bu yapıma en çok çeken yönetmen Wilson Milam'ın geçmişte amerikanın en marjinal ve en önemli tiyatrolarından Steppenwolf bünyesinde oyun yönetmiş olması.Bu bana izleyeceğimin kalitesi hakkında az çok bir ön ipucu veriyor.
Seyahat tarihlerime denk gelenler içinde en eli yüzü düzgün ve hoşuma giden oyun bu oldu.New Yorkta agustosta bile harika oyunlar ve muzikaller var ama Los Angelesta durum aynı değil.
Vize kabusunu atlatır atlatmaz biletler bitmeden alıp cebime koymayı  düşünüyorum.
30 temmuz-8 Ağustos arası sergilenecek performansın biletleri $20.00 - $65.00 arası.
Hani çokta heyecanlanmaya gerek yok,$20 ile idare etsinler...

Katsuya

Katsuya West Hollywood'un en populer sushi restaurantı.daha önceleri John Lenon'un oğluna ait olan Blowfish Sushi ilk tercih edilenmiş ama kapanmış.Dekorasyonu tarzım olmasada çok ilginç,sushiyle de aşık yaşıyor değilsem bile fine dining alternatifi olarak evime yakın oluşuylada uğrayacağım bir restauranta benziyor.E evet 'celebrity sightseeing' de seviyorum arkadaş,bizde nasibimizi alalım diyorum hani ucundan madem hollywooddayız.Oldukça pahalıymış fakat içki içmeyen biri olarak bu konuda büyük endişelerim yok.Dikkatimi çeken şey ise bu en lüks restaurantların internet menuleri ustunde fiyatları gorebiliyor olmak oldu.Hem fiyat şoku yaşamamak hemde onlarca seçenek arasında düşünürken garsonu bekletip masayı meşgul etmemek için önceden kararımı verip gitmek konusunda çok faydalı gözüküyor.
Arabayla ulaşım 7,toplu taşımayla 25 dakika civarında.Hollywood Bulvarı üzerinde.
Bira ve şaraplar 9 dolar civarında,ana yemekler ve sushiler ise 15-20 dolar taraflarında.Beyaz şarap eşliğinde deniz tarağı gibi özel bir öğünle 30 dolara burdan çıkmayı başarabilirim.Yes we can!

Chateau Marmont / Bar Marmont


Chateau Marmontta o kadar kalmak istiyorum ki! Şahane bir şato otel burası.Öncelikle konumu tam bir celebrity stalkerın kalmak isteyeceği noktada,ki otelde şehrin en populer en klas oteli.Perili olduğu ve bazı ünlülerin hayaletlerinin görüldüğü söylentisine borçlu birazda bu şöhretini.
Penthouse dediği devasa daireleri zaten gecelik 5 bin doları aşıyor ama şu gariban kardeşinizin naçizane bir bedroom standardı denilen odada kalması 370 dolar ile en düşük ücretli ve en yüksek ihtimal.Ama Chateu Marmontta 1 gece mi yoksa Los Angelesta 1 hafta daha mı? Çünkü masrafı aynı.Zaten şuan ortada olmayan paralar üstünden atıp tuttuğumuz için kafa rahat yani Grace Kelly'nin kaldığı 3 bin dolarlık poolside bungalowu da tutabilirim aynı gerçek üstü tutumla.
Gelgelelim gerçekler bana diyorki 'sen ancak oranın restaurantında oturur bi hamburger yiyebilirsin,pahalıya gelmesin diyede kola söylemez çıkışta büfeden alır içersin'
Ne demeli şimdi bu iç sese?E haklı...
Bar Marmont Chateu Marmont'un içindeki restaurant-bar.Oteldeki atmosferi yakalayamayarak biraz sönük kalmış sanki ve otel restaurantları arasında çokta populerlik kazanamamış olduğunu sezdim.Fiyatlar bana ortalama geldi,istanbuldaki en lüks restaurantlar Mikla yada Topaz ayarında pahalı belki evet ama genede daha fahiş bekliyordum.Ben ordan 9 dolarlık başlangıç söyler ortamı kolaçan eder sonra kaçarım.Damn Good Burger diye bi olayları varmış ki gözüm tuttu.16 dolar,elimin kiri.
Yeride kaldığım yere yakın sayılır,o yüzden bir akşam burda yemeğimi yiyebilirim.Aşka gelirsem belki bir ikide tek atarım.
A star celebrityleri ise brunch yada öğle yemeğinde yakalamak mümkün.
Ha bide kendime sakladığım bir detay var ki otel John Krasinskinin evinin sokağında hihahohihaho

18 Mayıs 2010 Salı

LEGOLAND



Bu ismi duyupta  kim gitmek istemezki! Legodan bir kent.Beni inanılmaz heyecanlandırdı ve şehre uzak dahi olsa gitmeyi aklıma koydum.Fakat...Evet  fakat yorumlara baktığımda ozellıkle ustune basa basa cocuklar ıcın denilmiş.Bunun bir tercih olduğunu sanmıştım ama sonra anladım ki gerçekten 'sadece çocuklar için'.Bu nedenle şuan büyük hayal krııklığı yaşıyorum.Keşke çocuğum olsaydıda bende Legolandden sebeplenseydim bu bahaneyle gidip.
Hele resimdeki Lego Water Parka atlamadan duramam ben bi kere o kaydırağı gördükten sonra.Ayrıca 'bir bakıp çıkayım' da diyemiyorum cunku hem yol zahmeti hemde 70 dolar gibi kallavi bir giriş ücreti var.
Ama böyle çabuk caymam bu işten.
Peşindeyim Legoland!


Fotoğraftada bir photoshop sezmedim değil

RENT

 Hollywood Bowl büyük organizasyonların ve konserlerin yapıldığı çok populer bir açık hava mekanı olarak hemen her google taramamda karşıma çıkıyor.İlk önce haziran olarak belirlediğim seyahat tarihi ile programa göz attığımda dişime göre bir şey bulamamıştım.
 Ağustos programı ise beni sevindirdi çünkü Rent sahneleniyor ve Renti kendi evinde izlemek eminim bambaşkadır.Aklımda muhakkak bir müzikal ve oyun izlemeden dönmemek fikri var ve şanslıyım (ve rahatıma düşkün olduğumdan oldukça cömertim) ki tam hollywoodun merkezinde konaklayacağım dolayısıyla 'Aman efendim o saatlerde kız başıma nasıl dönerm' gibi problemler yaşamayacağım.Gelgelelim,Hollywood Bowl çok büyük br arenada kurulu olduğundan merkezden uzak görünüyor.Google Map'e kanarsak arabayla her yer 10 dakika ama toplu taşıma 10'u defalarca katlıyor.
 Okula başladığımda kendime bir kaç tane BFF bulabilirim belki ama onların Renti bizim Lüküs Hayat.Kaç kere gördükleri ve hatta muhtemelen oynadıkları oyuna hiç kimseyi sürükleyemem.
Zaten henüz neyle karşılaşıcaımı bilmiyorum;bir sürü Britney spears ve Justin Timberlakele yüzyüze kalırsam yalnızları oynamak tercihim.
 Buarada yönetmeni Neil Patrick Harrismiş.Hani 'How i met your mother'ın Legendarysi.Amerikalıların bayılıp Oscar'ı bile sundurdukları adamın böyle parlak bi döneminde kötü bir işi ortaya çıkarmaya cesaret edebileceğini pek sanmıyorum.
 Biletler 10 dolar ile 110 dolar arasında esnek.Daha iyi bir alternatif bulamazsam Rent,müzikal kontenjanımda zirveye oynayan oldukça iddialı bir aday.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Six Feet Under Ziyareti

Knock knock knock,Claire evde mi?


 İşte bunu kaçıramam! Fisherların yaşadığı o şahane ev bir studyo değil gerçek.Ziyarete açık değilmiş fakat kapıları zorlamanın ne sakıncası olabilir?Hımm... Amerika gibi mahremiyetine dokundurtmayan ve en ufak bi ihlalde polisi 5 saniyede kafama dikebilecek bi ülkede hele...Evet bu planı uygulamadan önce ikinci bir kere düşünmek lazım ama en azından o evi dünya gozuyle gorebılmek ısterım ve benım bu gezıden beklentımde işte tamda bu gibi beni çok mutlu edebılecek kucuk şeyleri gerçekleştirmek öncelikle.
 Yoksa bir müzenin bir insanı çok mutlu ettiği görülen bir şey midir? Bu yuzden müzeler ve akla ilk gelen duraklardan çok 'asıl'ilgilendiğim ve bana tamamiyle yabancı olan şeyleri yada yerleri değil;'aradığım,bildiğim,istediğim' detayların peşinden gitmyi bin kere tercih ederim.
 Ne kadar heyecanlanacağımı az buçuk tahmin edebiliyorum.Six feet under! İşte gerçekten ve derinden hayranlık duyduğum yegane şeylerden biri.
Adres bu,not edelim: 2302 West 25th St. ~ West Adams ~ Los Angeles, CA 90018
Ama ulaşımı oldukça zor bir bölgedeymiş.Artık kaybola kaybola bulucağız heralde,önceki gece iyi bir uyku çekerek enerji toplamayı planlıyorum şimdiden.

Los Angeles Zoo

 Şüphesiz amerikayla coğrafyalarımız bambaşka.Dolayısıyla üstündeki canlılarda.Hepimiz biraz amerikanız bu yüzyılda,bu yüzden belki insanları okadar ilgi çekici olmayabilir artık.Ama hayvanlar?bitkiler?


 Forum istanbula köpek balıkları geldiğini bilmesem akvaryumlara saldırırdım amerikada ama bu konuda bir tesellimiz var nede olsa artık.

Gelgelelim dünya gözüyle bir fok bir fil görmek hepimizin hakkı!

 Hani beni benden alıcak yada okyanusları aştığımda soluğu ilk orda aldıracak bir yer değil her hangi bir hayvanat bahçesi.

 Toplu taşımayla gitmek içinde biraz uzak.Google map diyorki 2 saate yakın.13 dolar.Fiyatına değiceğine eminim ama zahmete değer mi?

Genede http://www.lazoo.org/ bir köşede dursun.

Petersen Automative Museum

Arabalara karşı ilgim yok.
Tamam belki 1 milyon dolarım olsa oldukça ilgili olabileceğimi kabul ediyorum.Fakat araba galerilerine gidipte yalanan bir tipte olmadığım gerçek.Los Angeles muzelerini araştırırken rastgeldim Petersen Automative Muzesine.Los angeles gibi fakelikte tokyoyla yarışacak bir şehirde derin kultur izleri ve kalıntıları aramayacağım.Dolayısıyla bir eski ve orjinal arabalar muzesi los angles gezisi için oldukça makul bir seçim olabilir.
Nede olsa eski arabaları kim sevmez...hele eski amerikan arabalarını.Pekala,işte iyi oldukları bir konu ve onunda müzesi kalıcağım yere arabayla 7 dakika uzaklıkta...
Giriş 10 dolar.Eh giderim diye düşünüyorum.Ama hot list'e girer mi onu zaman ve seyahat zamanlamam gösterir.
Filmlerdeki arabalarında sergilendiğini okudum tripadvisordaki olumlu yorumlar içinde.Ama Herby gibi tırt filmlerden ibaret değildir umarım.
Ahanda sitesi:
http://www.petersen.org/

Gitsem mi acaba...

My Way

Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.Bizimde kendi çapında yaşanacak bir amerikan dreamimiz var.Vize alıp alamama paranoyasını bir kenara bırakıp şu yaklaşan tarihlerde planları tam olarak oturtmayı,şehri oraya gitmeden elimden geldiğince iyi tanımayı planlıyorum.
Bu öncelikle alışma sürecimi kısaltıcak,programlı bilgi edinmiş ve hazır olduğumdan dolayı zaman kazandıracak ve oraya adım attığımda yaşama ihtimalim olan şaşkınlığı bir nebze olsun üstümden alıcak.
Bu benim sadece ilk amerika yolculuğum değil aynı zamanda ilk yurt dışı yolculuğum.Ve tek başına!
Biliyorum iddialı bir hareket ama nedense bunun tamda bu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum baştan beri.Orada başımın çağresine tek başıma bakabilmeliyim.Bir bakıma 'seni yenicem istanbul!' tribinin kapitalizmin kölesi olmuş versiyonu gibi düşünün.
Bloguda plan programımı bu kanalda biriktirebileyim diye kendim için açmıştım fakat belki ilerde benzer bir yolculuğa çıkacaklar içinde yardımcı olabilir.

Hedef:Los Angeles
Varış:23 Temmuz

ve evet Vize görüşmesi :28 Mayıs.

Internetten göz attığım gezilecek görülecek yerleri buraya postlayacağım fakat hangilerini gerçekleştirebilirim yada gerçekleştirmeliyim daha sonra karar vereceğim.
Hani olurda buraları görmüş olan biri çıkar aranızdan...Anlatsın bana,söylesin fikrini.

Hadi bakalım...